MUHSİN YAZICIOĞLU KİMDİR?

"Ey sonsuzluğun sahibi, sana ulaşmak istiyorum

Durun kapanmayın pencerelerim 

Güneşimi kapatmayın 

Beton çok soğuk, üşüyorum.."

08.10.2014 3809

Böyle anlatıyordu hislerini.. "Üşüyorum" diyordu. Ne o bilebilirdi hayata veda edeceği yerin 25 yıl önce yazdığı şiirdeki kadar soğuk olacağını, ne de bir başkası.. Mamak Cezaevi'nin kırık taşları üstünde yazılan mısralar, bir anlamda Yazıcıoğlu'nun yazgısının da satırlarıydı. Kapkara bir dehlizde beyaz bir sayfaya değil de sanki Berit'in bembeyaz karları üzerine yazılmıştı.

Hayatı hep bitmek bilmeyen mücadelelerle dolu bir duygu, düşünce, dava adamıydı Yazıcıoğlu. Onunla aynı görüşü paylaşsın ya da paylaşmasın, herkesin insanlığını, beyefendiliğini, saygınlığını takdir ettiği bir kişiydi. Anadolu'nun bağrında yetişen binlerce, milyonlarca vatan aşığından biri olarak yaşadı. Ve bir akşamüstü ansızın, canı kadar sevdiği memleketinin bilinmezliğinde kayboldu. Gidişi de varlığı gibi efendice, sessizce, kendince oldu.

Muhsin Yazıcıoğlu 1954 yılında Sivas'ın Şarkışla ilçesi Elmalı Köyü'nde doğdu. Dar gelirli bir çiftçi ailesinin oğluydu. İlk ve orta öğrenimini memleketinde tamamladıktan sonra, yükseköğrenimine başlamak üzere 1972 yılında Ankara'ya geldi. Üniversite tahsilini Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi'nde bitirdi. Yazıcıoğlu, eğitiminin yanı sıra cemiyet hayatında da ciddi bir varlık gösteriyordu.

Çocukluk yaşlarından itibaren vatan, millet, bayrak, bağımsızlık, İslami hassasiyetler noktasında yaşıtlarına göre oldukça duyarlı olan Yazıcıoğlu, daha lise çağlarında iken bu konularda yazılar kaleme almaya başlamıştı. Okulun duvar gazetesini o çıkarıyor, çeşitli dergilerde yazıları yayınlanıyordu. Ülkemiz dışında esir yaşayan kardeş topluluklarımızın acıları onu derinden yaralıyor, bu konu ile ilgili oldukça derin araştırmalar yapıyordu.

Bu fikri altyapı onun ilerleyen yaşantısına yön vermiş ve 1968 yılında cemiyetçilik faaliyetlerine başlamıştır. Şarkışla´da Genç Ülkücüler Hareketi´ne katıldı; üniversite eğitimi için 1972´de Ankara´ya geldikten sonra da, Ülkü Ocakları Genel Merkezi´nde görev yapmaya başladı. Sırasıyla Ülkü Ocakları Genel Başkan Yardımcılığı ve Ülkü Ocakları Genel Başkanlığı´nda bulundu. Yazıcıoğlu, 1978´de faaliyete geçen Ülkücü Gençlik Derneği´nin de kurucu Genel Başkanı oldu.

1980 yılında ülkemiz demokrasisine vurulan ağır darbe Muhsin Yazıcıoğlu'nu da etkiliyordu. Beş buçuk yılı hücrede olmak üzere yedi buçuk yıl hapiste yattı. Bu süre zarfında üzerine çeşitli suçlamalar atılmaya çalışılsa da yargı tarafından suçsuz bulundu ve hiçbir ceza almadan tahliye oldu.

Hapishane hayatı onun belki de en unutamadığı günleri oldu. Bu süre zarfında çok çeşitli ve çok ağır işkencelere maruz kalan Yazıcıoğlu vatan sevgisi ve dinî duygularıyla bunlara göğüs germeyi başarıyordu. Bu yaşadıkları onun hassasiyetlerini daha da pekiştirmişti.

Tahliye olduktan sonra ülkemizin içinde bulunduğu mevcut durum ve yaşadıkları onu siyaset arenasına yöneltti. 5 dönem TBMM'de milletvekilliği yaptı.

Siyaset içerisinde dürüst tavrı, dik duruşu, bilgi birikimi ve siyasi ahlakı onu meclis içerisinde özel bir konuma getirdi. Siyasi üslubu herkes tarafından saygı görmesine neden oldu. Konuşmaları herkes tarafından takip ediliyor, ülke meselelerinde fikirleri önem taşıyordu.

İlk kez helikopterle mitinge gidişin sevenleriyle son kez bir araya geliş olacağını ne o bilebilirdi,  ne de bir başkası.. Muhsin Yazıcıoğlu ve beraberindeki 5 kişiyi taşıyan helikopter, Kahramanmaraş'tan Yozgat'a ulaşmaya çalışırken düştü. Düşen helikopteri bulma çalışmaları hiç bitmeyecekmiş gibi gelen uzun saatler sürdü. Geçen saatler, geçen dakikalar, geçen saniyeler ümitleri de eritti. Eşi Gülefer Hanım hayatını bekleyerek geçirdiği Muhsin Bey'i gözyaşlarını içine akıtarak bir kez daha beklemeye başladı. Beraberinde binlerce, yüz binlerce, milyonlarca dualar vardı.

O geç te olsa hep gelmişti. Ama bu gidişin maalesef gelişi yoktu. Ve Muhsin Yazıcıoğlu 25 yıl önce Mamak cezaevinin soğuk taşları üzerinde "Üşüyorum" derken sanki bu günleri görüyordu.

25 Mart 2009'da kendisi ve 5 arkadaşı ile birlikte ahirete intikal etti.

Okulumuzun isim sahibi olan Rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu saygı ve dua ile anıyoruz.

"Bir elinde Kur'an-ı Kerim, bir elinde bilgisayar olan bir nesil istiyorum" diyen Yazıcıoğlu, imam hatip ortaokulu olan okulumuzun vizyonunu da yıllar önce çizmiştir.